Bilişim Yoluyla Nitelikli Dolandırıcılık (TCK 158/1-f)
- Av. Ahmet Gökay Dinçer
- 26 Kas
- 3 dakikada okunur
2025 Güncel Hukuki Rehberi
TCK 158/1-f, günümüzde en çok karşılaşılan suç tiplerinden biridir. Bankacılık uygulamaları, sosyal medya, e-ticaret siteleri ve kripto varlık platformları üzerinden işlenen bu fiiller; mağdurlar açısından ciddi mali kayıplara, şüpheliler açısından ise ağır cezai yaptırımlara yol açmaktadır.
Bu rehberde; suçun unsurlarını, uygulamada yaşanan hataları, Yargıtay’ın güncel bakış açısını, “hesap sahibi” durumundaki kişilerin sorumluluğunu ve savunma stratejilerini pratik bir dille ele alıyoruz.
TCK 158/1-f Nedir? (Bilişim Yoluyla Nitelikli Dolandırıcılık)
Kanuna göre suç:
“Dolandırıcılığın, bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi.”
Bu hâlde ceza 4 yıldan 10 yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adli para cezasıdır.
Bilişim sistemi; telefon uygulamaları, banka mobil uygulamaları, sosyal medya, WhatsApp, SMS linkleri, e-ticaret platformları, kripto borsaları gibi her türlü dijital aracı kapsar.
Suçun Unsurları
a) Hileli davranış
Klasik yalan söylemek yetmez; mağdurun iradesini bozacak, güven ilişkisi yaratacak, gerçeğe aykırı ve kurgulu bir hareket olmalıdır. Örnekler:
“Kargosu sizde” temasıyla gönderilen sahte link
“Hızlı kredi”, “hesabınızda şüpheli işlem var” gibi banka personeli taklidi
Sosyal medya üzerinden ürün satışı vaadi
Kripto yatırım vaadi
b) Mağdurun aldatılması
Mağdurun makul şekilde kandırılabilir olması gerekir. Yargıtay’a göre ani gelişen ve teknik olarak algılanması güç olan işlemlerde aldatma unsuru geniş yorumlanır.
c) Failin haksız çıkar sağlaması
Haksız çıkar direkt faile gitmek zorunda değildir; üçüncü bir kişinin hesabına yönlenmesi de yeterlidir.
Uygulamada En Çok Görülen Hatalar
1) Sırf IBAN verilen kişinin otomatik olarak fail sayılması
Yargıtay’ın onlarca kararında açıkça belirtilir:
“Sadece banka hesabı açmak veya bir tanıdığa IBAN vermek dolandırıcılığa iştirak edildiği anlamına gelmez.”
Delil yoksa şüpheli “bankacılık işlemlerinde dikkatsizlik” kapsamında değerlendirilir; ceza sorumluluğu doğmaz.
2) Hesap sahibinin her zaman kast sahibi olduğu varsayılır
Oysa:
KYC kontrolleri zayıf bankalarda başkasının telefonu/kimliğiyle hesap açılabiliyor,
Sosyal medya üzerinden “kredi çıkartma”, “komisyonlu para aktarımı”, “öğrenciye para kazandırma” gibi vaatlerle çok sayıda kişi ara hesap olarak kullanılabiliyor,
Bazı kişiler hesaplarına gelen paranın suç geliri olduğunu bilmeden parayı çekiyor.
Bu tip dosyalarda kast araştırması zorunludur.
3) Bilişim sistemi unsuru yanlış kuruluyor
Dolandırıcılık telefonla bile yapılsa, eğer mağdurun mobil uygulamasına yönlendirme varsa, bilişim unsuru oluşur.
Yargıtay’ın Güncel Yaklaşımı (2023–2025)
A) Hesap sahibinin kastı somut delille ispat edilmelidir
Yargıtay, hesap sahibinin cezalandırılması için şu kriterleri ister:
Hesap sahibinin mağdurla iletişimi olması
Paranın çekilme zamanlaması ve sıklığı
ATM kamera kayıtları
Aynı hesaptan daha önce benzer suçlara konu transfer olup olmadığı
Parayı çeken kişinin kimliği
Hesabı açanın kendisi olup olmadığı
Sadece “hesabına para geldi” gerekçesiyle mahkûmiyet bozulmaktadır.
B) Bilişim unsuru geniş yorumlanır
Dolandırıcılık; link, platform, SMS, uygulama veya banka mobil sistemleri kullanılarak işlendiyse nitelikli hâl oluşur.
C) Mağdurun hatası indirime yol açabilir
Örneğin:
Sahte siteye kart bilgisi girme
Banka personeli olduğu açıkça belli olmayan kişiye bilgi verme Yargıtay bu durumlarda ceza tayininde alt sınırdan uzaklaşmayı engelleyebilmektedir.
“Hesap Sahibi” Konumundaki Kişilerin Durumu
Bu dosyaların büyük kısmı, asıl dolandırıcıya ulaşılmadığı için hesap sahibinin “fail” gibi değerlendirilmesinden kaynaklanır.
Hesap sahibinin suçlu sayılabilmesi için:
Bilerek ve isteyerek sisteme dahil olması
Paranın dolandırıcılık olduğunu bilmesi
Faille anlaşması gerekir.
Suçsuzluk karinesi gereği:
Kast yoksa,
Bilgi ve irade yoksa,
IBAN sadece paylaşılmışsa,
Hesap bir başkası tarafından açılmışsa,
ATM’den para çeken kişinin hesap sahibiyle ilgisi yoksa cezai sorumluluk doğmaz.
Soruşturma Aşamasında Dikkat Edilmesi Gerekenler
ATM kamera kayıtları istenmeli
İşlem yapılan cihaz IP bilgileri talep edilmeli
Fail-mağdur/suç hesabı iletişim dökümleri incelenmeli
SIM kart – cihaz – hesap eşleşmeleri kontrol edilmeli
Bankanın KYC (Müşterini Tanı) kayıtları incelenmeli
Hesabın hangi hat üzerinden açıldığı tespit edilmeli
Ekstra mağdur olup olmadığının araştırılması istenmeli
Kovuşturma (Dava) Aşamasında Savunma Stratejileri
Hesabın kim tarafından açıldığına ilişkin deliller
ATM görüntüleriyle “çekimi yapan kişi ben değilim” savunması
Sırf hesabın kullanılmasının suça iştirak anlamına gelmeyeceğine yönelik Yargıtay içtihatları
Hesap sahibinin dolandırıcıyla iletişim kurmadığını gösteren HTS kayıtları
Para transferinin olağan dışı olup olmadığına ilişkin ekonomik analiz
Mağdurun nasıl kandırıldığına dair teknik inceleme
Ceza Miktarı ve Adli Para Cezası
TCK 158/1-f için ceza:
4 yıldan 10 yıla kadar hapis,
5.000 güne kadar adli para cezası.
Birden fazla mağdur varsa her mağdur için ayrı ceza verilebilir.
Mağdurlar İçin Yol Haritası
Banka yazışmaları ve ekran görüntüleri saklanmalı
Sahte link veya mesaj varsa delil tespiti yapılmalı
Bankanın “işlem reddi/geri ödeme” prosedürleri incelenmeli
IP – SIM – cihaz eşleşmeleri talep edilmeli
Uzlaşma imkânı değerlendirilmelidir (her zaman mümkün değildir)
Sık Sorulan Sorular
1) Sadece IBAN’ım kullanıldı, suçlu muyum?
Hayır. Bilerek dahil olmadığınız sürece otomatik fail sayılmazsınız.
2) Hesabı benim adıma başkası açtı, yine de sorumlu olur muyum?
Hayır. Bu durumda kimlik hırsızlığı bile söz konusu olabilir; sorumluluk yüklenemez.
3) 158/1-f’de uzlaşma var mı?
Yoktur. Nitelikli dolandırıcılıkta uzlaşma uygulanmaz.
4) Zarar ödenirse dava düşer mi?
Hayır. Sadece cezada indirim etkisi olabilir.
Bilişim yoluyla dolandırıcılık, teknolojinin gelişmesiyle birlikte en karmaşık suç tiplerinden biri haline gelmiştir. Hem mağdurlar hem de haksız yere suçlanan hesap sahipleri açısından süreç titizlikle yürütülmelidir. Yargıtay uygulaması, hesap sahiplerinin otomatik olarak fail kabul edilemeyeceğini, kast ve irade araştırmasının zorunlu olduğunu net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Bu nedenle soruşturma ve kovuşturma aşamalarında teknik delillerin toplanması, bilişim analizlerinin yapılması ve sürecin uzman bir avukat tarafından takip edilmesi kritik önem taşır.





Yorumlar